Küresel Resesyon Yakın mı
Küresel resesyon, 2023 yılında beklenen ve gerçekleşme olasılığı her geçen gün biraz daha artan bir olgu olarak karşımıza çıkıyor.
Dünyayı neden bir küresel resesyon bekliyor konusunun detaylarına geçmeden, resesyonun ne anlama geldiğini açıklayalım.
En basit anlatımıyla; reel gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) iki veya daha fazla çeyrek yıllık periyotta arka arkaya negatif büyümesidir. Bir başka deyişle ekonomik durgunluktur. Bu anlatım; 1974 yılında ekonomist Julius Shiskin tarafından dillendirildi.
Küresel resesyon, tanımı çerçevesinde beklenen bir olgu halini alırken, teknik anlamda ise neden böyle bir şey beklendiğine değinmeye çalışalım. Dünya Bankası Eylül ayı içerisinde bir rapor açıkladı. Ben de bu rapor çerçevesinde bazı gelişmeleri sizlere aktaracağım.
Küresel resesyon beklentisinin geçmişte yaşanan gelişmeler doğrultusunda büyük oranda gerçekleşme olasılığı var. Bunlardan ilki; 1970’den beri her küresel durgunluktan önce büyümede önemli bir zayıflama gerçekleşiyor. İkincisi ise; çok büyük ekonomilerde bu yavaşlamanın gerçekleşmiş olmasıdır. Avrupa, ABD ve Çin’de yaşananlar bunu destekliyor.
Tüm dünyada 50 yıldır görülmeyen enflasyon oranları ile karşı karşıyayız. Buna ek olarak büyümede azalmalar yaşanıyor. Türkiye’nin aksine diğer Merkez Bankaları faiz artırımına gidiyor. Bu noktaya gelene kadar neler yaşandığına kısaca göz atalım. Önce 2008 yılında küresel bir kriz yaşandı. Sonrasında ise 2020 yılına yaşanan pandemi ve Ukrayna-Rusya Savaşı, tedarik zincirlerinin kırılmasına ve gıda krizine neden oldu. Ukrayna-Rusya Savaşı’ndan önce dünyada parasal bir genişleme yaşandı ve bu kez enflasyon artmaya başladı. Enflasyonun kontrol edilemez noktaya gelmesini öngören Merkez Bankaları parasal daralmaya giderek önce varlık alımlarını azalttılar, sonrasında ise faiz artırımı yapmaya başladılar ki bu süreç halen devam ediyor. Ukrayna-Rusya Savaşı’nın da devam ediyor oluşu ve ne zaman sonuçlanacağı noktasındaki belirsizlik krizi derinleştiriyor.
Eğer küresel yavaşlama devam ederse, pandemi sürecinde yaşanan aksamalar bu kez kalıcı olabilir ve kayıplar artabilir. Bu da Merkez Bankaları’nı gerek talep gerek arz yönlü bazı uygulamaları dikkatli bir şekilde yerine getirmesini zorunlu kılıyor. Talep tarafında; fiyat istikrarının ve borçların sürdürülebilirliğinin (Borç Krizi yazımız için bu bağlantıya tıklayabilirsiniz) sağlanması gerekirken arz tarafında ise; işgücü ve enerji piyasalarının işlevini iyileştirmek, ticaret ağlarında yaşanan kısıtlamaların etkilerini azaltmak yönünde uygulamalar beklenmektedir.
1970’den sonra yaşanan küresel gerilemelerde kişi başına düşen dünya üretimi ortalama olarak %1’in üzerinde büyüdü ve kişi başına düşen dünya reel GSYİH daralmadı.
Peki küresel durgunluk tahminin sebepleri nelerdir?
Büyüme tahminleri hızla düşüyor ve yenilenen raporlarda bu düşüş olumsuz yönde revize ediliyor ve bu etki büyük ekonomilerde etkisini artırıyor. Ilımlı bir negatif şok, resesyona neden olabilir. Bunun yanında küresel hisse senedi fiyatları 2022/2.dönemde %22 azaldı. Küresel konut fiyatları 2022/1.dönemde %4,7 düştü. Küresel tüketici güven endeksi de düşmeye devam ediyor.
Temel senaryoya göre; küresel ticaret büyümesinin 2023’de geniş tabanlı talep zayıflaması ile birlikte soğuması, 2024’de ise hızlanması bekleniyor.
Keskin düşüş senaryosuna göre ise; enflasyonist baskının biraz daha kalıcı olacağı ve bu durumun gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri ciddi şekilde etkilemeye devam edeceği yönünde bir görüş vardır. Bu senaryoya göre; faiz artışları süreci biraz daha uzayabilir. Böylece maliyetler artacak ve üretim kaybı yaşanacaktır.
Küresel kurtarma senaryosuna göre ise; enflasyon oranları kesin düşüş senaryosuna göre daha fazla artacak ve Merkez Bankaları bu artışa cevap vermek için, faiz oranlarını daha yüksek oranlarda artıracaklar.
Dolayısıyla konuyu, Dünya Bankası’nın raporu çerçevesinde değerlendirdiğimizde; uygulanan önlemler enflasyonu hedeflenen noktaya getirmezse, uygulanacak ek politikalar geçmiş deneyimlere göre bu kez 2023’de küresel durgunluğu tetikleyebilir. Beklenen durgunluğa çözüm bulunabilir mi? Evet bulunabilir. Merkez Bankaları bir çok politika aracını dengeli bir şekilde uygularsa bu sorunun cevabı evet olabilir.
Özetle, veriler ışığında dünyada bir durgunluk yaşanması olası gibi görünüyor. Dünya bu resesyonu aşabilecek mi hep birlikte göreceğiz.
Cengizhan Topçu
cengizhantopcu@yahoo.com
Diğer yazılar için bu bağlantıya tıklayabilirsiniz.
Kaynak: Euronews