Borç Krizi ve Etkileri
Borç Krizi ve Etkileri;
2.Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan en büyük borç krizi tüm dünyayı sallamakta. Gerek koronavirüs etkisi gerekse kapitalizmin yapısal sorunları, dünyayı bu noktaya sürükledi.
Gelişmiş ekonomilerde 2007’de kamu borçlarının gayri safi yurt içi hasılaya oranı %70 iken bu oran 2020’de %124’e yükseldi. Özel sektör borçluluk oranı ise %164’den %178’e çıktı. Kamu borçlarında %77’lik bir artış söz konusu iken özel sektörde bu artış %8,5’da kaldı. Küresel borç, toplam GSYİH’nin %300’ünü aşmış durumdadır.
Kamu borçlarının toplam borçlar içindeki payı %40’ı buluyor. Bu oran 1946’dan beri en yüksek oran olarak karşımıza çıkıyor.
Küresel borç 300 Trilyon Dolar civarındadır. Yukarıda değindiğimiz iki sebep borç krizinin kapısını araladı. Bunun Avrupa ayağında ise kapitalizmin yapısal sorunları ile başlayan sebepler var. Bu krize neden olan bazı olayları hatırlayalım. 2008’de yaşanan ekonomik kriz, emlak piyasasındaki büyük sorunlar ve kredi geri dönüşlerinde yaşanan problemler, Yunanistan krizi, Yunanistan yanında İrlanda, İtalya, İspanya ve Portekiz’in yatırım puanlarının düşmesi, Birleşik Krallık’ın Brexit ile Avrupa Birliği’nden ayrılması gibi gelişmeler bu krizin alt yapısını oluşturan etkenlerden bazılarıdır.
Bu aslında küreselleşen dünyanın ve etkisini artıran kapitalizmin krizidir. Çünkü kapitalizm eşitliği yok ettiği gibi aynı zamanda dünyanın kaynaklarını ve çevreyi hunharca ve hesapsızca ortadan kaldırıp önüne çıkan her şeyi yok etmektedir. İklim krizinin altında yatan da budur diğer bir çok krizin altında da bu doyumsuz canavar vardır.
Biliyorsunuz ki FED önümüzdeki süreçte faiz artırımlarına gidecek. Türkiye’de Olağan Üstü Hal Beklentisi yazımda da değindiğim gibi; “ithalata dayalı bir ihracata sahip olan Türkiye’de maliyet yönlü bir enflasyon mevcuttur. Dövizin artması ile girdi fiyatları artmaktadır. Sonuç olarak gün geçtikçe satın alma gücü düşmekte ve Türk vatandaşları yoksullaşmaktadır.”
Bu durum Türkiye ile aynı kaderi yaşayan ülkelerde de gerçekleşecektir. Birçok ülke döviz cinsinden borçlandığı için, FED’in faiz artırmasıyla yükselecek döviz kuru, döviz cinsinden borçlanan ülkeleri uçurumun kenarına biraz daha yaklaştıracaktır diye düşünüyorum.
Dünya Bankası başkanı David Malpass bu durumu şu sözlerle değerlendirdi; “Ülkelerin dış borç risklerini değerlendirmelerine ve yönetmelerine ve sürdürülebilir borç seviyeleri ve koşullarına yönelik çalışmalarına yardımcı olmak için borç azaltma, daha hızlı yeniden yapılandırma ve daha fazla şeffaflık dahil olmak üzere kapsamlı bir yaklaşıma ihtiyaç var.”
Tüm dünyayı etkileyecek ve çok daha büyük krizlere neden olacak bir borç krizinin yaraları kolay sarılmayacaktır ve sonuçları çok ağır olacaktır. Umarız dünya ülkeleri bir araya gelerek oluşacak olumsuz tabloyu biraz da olsun olumlu bir hale getirebilirler.
Cengizhan Topçu
cengizhantopcu@yahoo.com
Diğer yazılar için bu bağlantıya tıklayabilirsiniz.
Kaynaklar